Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 15 Ekim 1927 Cumartesi günü, Cumhuriyet Halk Fırkasının İkinci Büyük Kurultayında kürsüden, altı gün boyunca ve toplamda 36 saat 33 dakikada okuduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yolunda nasıl bir Milli Mücadele yolu izlediğini anlattığı metindir.
"Efendiler, geleceğe ait tedbirler hakkında fikir alışverişinde bulunmadan evvel maziye ait vakalar ve hadiseler hakkında maruzatta bulunmak ve senelerden beri devam eden faaliyet ve icraatımızın milletimize hesabını vermek vazifem olduğu kanaatindeyim. Hadiseler ile dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine temas edecek maruzat ve beyanatım uzun sürecektir. Fakat mesele, yapılması zaruri bir vazife olduğuna göre, beni mazur göreceğinizi ümit ederim." M.Kemal ATATÜRK
NUTUK 1. BÖLÜM (1919-1920)
2.Kısım / Konu 10: Ali Kemal Bey ve Padişah
Bu şifre tamimden, ben, ancak Sıvas'a ulaştığım 27 Haziran 1919 tarihinde haberdar oldum. Ali Kemal Bey, 23 Haziran tarihinde bu tamimi ile düşmanlara ve Padişah'a mühim bir vazife yaptıktan sonra 26 Haziran 1919 tarihinde hükümetten çekilmiştir. Ali Kemal Bey'in Sadaret'e verdiği resmi istifanameden başka, saraya gidip Padişah'a bizzat verdiği istifanamesi suretlerini ve sözlü maruzatını ve Padişah'ın ona verdiği cevabı çok sonra öğrendim.
Ali Kemal Bey istifanemelerinde, bilhassa Padişah'a olanında: "Osmanlı beldelerinin muhtelif mahallerinde ortaya çıkan ihtilal ve karışıklık eserlerinden; ihtilal ateşinin derhal ve mahallinde bastırılması ve söndürülmesi ve imhası maksadıyla tedbirler almak sırf makamına ait iken, mazhar olduğu iltifat ve itimadı şahaneyi çekemeyen bazı arkadaşlarının birçok boş özürler ileri sürerek ihtilalin dairesini genişletmesine sebebiyet vermekte olduklarından" bahsettikten sonra "resmi memuriyetten çekilmekle beraber, özel olarak hizmet ve sadakat arz edeceğini" ilave ediyor ve sözlü olarak da, "resmi vazifeden ayrılmayı fırsat bilen hasımlarının hücumlarından kulunuzu muhafaza buyurunuz istirhamında bulunuyor.
Padişah, cevaben "beni büsbütün yalnız bırakmayacağına eminim. Sadakatiniz, beni, büyük ümit ve tesellilere sevk etmişti. Saray, her dakika size açıktır. Refik Bey'le işbirliğinden ayrılmayınız" iltifatında bulunuyorlar.
Sadakatinden Padişah'ın büyük ümit ve teselliye kapıldığı Ali Kemal'i, nezaret makamında ve huzuru şahanede gördükten sonra, onu, bir de asıl, hakiki vazifesi başında görelim!
Canınız sıkılmazsa, Sait Molla'nın Rahip Fru'yal yazdığı mektuplardan birini gözden geçirelim:
"Ali Kemal Beyle son felaketi üzerine üzüntünüzü beyan ettiğinizi söyledim. Bu zatı elde bulundurmak lazım, bu fırsatı kaçırmayalım. Bir hediye takdimi için en münasip bir zamandır. Ali Kemal Bey dün o zatla görüşmüş. Matbuat meselesinde biraz ihtiyat lazım olduğunu söylemiş. Bir kere lehine yöneltilen fikir ve kalem erbabını, evvelkine muhalif bir gayeye sevk etmek bizde kolaylıkla mümkün olmaz. Bütün resmi memurlar milli harekatı şimdilik iyi görüyorlar demiş. Ali Kemal Bey, talimatınıza harfiyen riayet edecek. Zeynelabidin Partisi'yle de işbirliği yapmaya çalışıyor. Özetle, işler bulandırılacak."
Aynı mektubun bir notu vardır. Şimdi onu da okuyalım:
"Not: Birkaç defadır söylemek istediğim halde unutuyorum. Mustafa Kemal Paşa'ya ve taraftarlarına biraz müsait görünmeli ki , kendisi tam bir emniyetle buraya gelebilsin. Bu işe fevkalade ehemmiyet veriniz. Kendi gazetelerimizle taraftarlık edemeyiz."
Bu vesikalar hakkında sırası gelince daha ziyade malumat veririm. Şimdilik bu kadarı kafidir.
