MUSTAFA

KEMAL

ATATÜRK

1981 - 193∞ Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucu Lideri

HAKKINDA
ata
atam
Nutuk 1.Bölüm / 2.Kısım / Konu 4: "İstanbul'a Geri Çağrılışım"

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 15 Ekim 1927 Cumartesi günü, Cumhuriyet Halk Fırkasının İkinci Büyük Kurultayında kürsüden, altı gün boyunca ve toplamda 36 saat 33 dakikada okuduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yolunda nasıl bir Milli Mücadele yolu izlediğini anlattığı metindir.

"Efendiler, geleceğe ait tedbirler hakkında fikir alışverişinde bulunmadan evvel maziye ait vakalar ve hadiseler hakkında maruzatta bulunmak ve senelerden beri devam eden faaliyet ve icraatımızın milletimize hesabını vermek vazifem olduğu kanaatindeyim. Hadiseler ile dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine temas edecek maruzat ve beyanatım uzun sürecektir. Fakat mesele, yapılması zaruri bir vazife olduğuna göre, beni mazur göreceğinizi ümit ederim." M.Kemal ATATÜRK

NUTUK 1. BÖLÜM (1919-1920)

2.Kısım - Konu 4: İstanbul'a Geri Çağrılışım

Bu tarihten beş gün sonra, yani 8 Haziran 1919'da İstanbul'a Harbiye Nazırı tarafından davet olunduğumu ve gizli sorum üzerine kimler tarafından ve ne için talep edildiğimi ricalimizden bir zatın haber verdiğini vaktiyle bir münasebetle vuku bulan beyanatımda ifade etmiştim. O zat, Erkanıharbiyei Umumiye Riyaseti makamında bulunan Cevat Paşa idi. Bunun üzerine İstanbul ile vuku bulmuş olan haberleşmelerin bir kısmı herkesçe malum olmuştur. Bu haberleşmeler, Erzurum'da istifa ettiğim tarihe kadar muhtelif harbiye nazırlarıyla ve doğrudan doğruya saray ile devam etmiştir.

Anadolu'ya dahil olalı bir ay olmuştu. Bu müddet zarfında bütün ordular aksamıyla temas ve irtibat temin edilmiş ve millet mümkün olduğu kadar aydınlatılarak teyakkuza getirilmiş ve uyandırılmış, milli teşkilat fikri yayılmaya başlamıştı. Genel vaziyeti artık bir kumandan sıfatıyla sevk ve idareye devam imkanı kalmamıştı. Vuku bulan davet emrine itaat etmemiş ve icabet göstermemiş olmakla beraber, milli teşkilat ve harekatın sevk ve teminine devam etmekte olduğuma göre, şahsen asi vaziyete geçmiş olduğuma şüphe edilemezdi. Bundan başka ve bilhassa tatbikine karar verdiğim teşebbüslerin ve icraatın esaslı ve şiddetli olacağını tahmin güç değildi. Dolayısıyla teşebbüslerin ve icraatın bir an evvel şahsi olmak mahiyetinden çıkarılması ve bütün milletin birlik ve dayanışmasını temin ve temsil edecek bir heyet namına olması elzemdi.