MUSTAFA

KEMAL

ATATÜRK

1981 - 193∞ Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucu Lideri

HAKKINDA
ata
atam
Nutuk 1.Bölüm 15.Konu: "Ordu İle Temas"

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 15 Ekim 1927 Cumartesi günü, Cumhuriyet Halk Fırkasının İkinci Büyük Kurultayında kürsüden, altı gün boyunca ve toplamda 36 saat 33 dakikada okuduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yolunda nasıl bir Milli Mücadele yolu izlediğini anlattığı metindir.

"Efendiler, geleceğe ait tedbirler hakkında fikir alışverişinde bulunmadan evvel maziye ait vakalar ve hadiseler hakkında maruzatta bulunmak ve senelerden beri devam eden faaliyet ve icraatımızın milletimize hesabını vermek vazifem olduğu kanaatindeyim. Hadiseler ile dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine temas edecek maruzat ve beyanatım uzun sürecektir. Fakat mesele, yapılması zaruri bir vazife olduğuna göre, beni mazur göreceğinizi ümit ederim." M.Kemal ATATÜRK

NUTUK 1. BÖLÜM (1919-1920)

Konu 15:

Ordu İle Temas

Şimdi efendiler, ilk iş olmak üzere bütün ordu ile temasa gelmek lazımdı.

Erzurum'da 15.Kolordu Kumandanı'na 21 Mayıs 1919'da yazdığım bir şifrede "Genel ahvalimizin almakta olduğu vahim şekilden pek üzüldüğümü ve elem duyduğumu; millet ve memlekete borçlu olduğumuz en son vicdani vazifeyi yakından, müşterek mesai ile en iyi yerine getirmek mümkün olacağı kanaatiyle bu son memuriyeti kabul ettiğimi; bir an evvel Erzurum'a gitmek arzusunda bulunduğumu ve fakat Samsun ve havalisinin vaziyeti, asayişsizlik yüzünden fena bir akıbete uğramak mahiyetinde bulunduğundan, buralarda birkaç gün kalmak zarureti olduğunu bildirdikten sonra, beni şimdiden aydınlatmaya yarayacak hususlar varsa bildirilmesini" rica ettim.

Hakikaten Samsun ve havalisinde Rum çetelerinin İslam ahaliye tecavüzü ve zaten vasıtasız bırakılmış olan mahalli hükümetin yabancı müdahaleleri yüzünden hiçbir tedbir alamaması, vaziyeti müşkül kılmıştı.

Tanıdığımız ve kendisinden büyük enerji ümit ettiğimiz bir zatın Samsun'a mutasarrıf tayinini temin için teşebbüs almakla beraber, 3.Kolordu Kumandanı'nı geçici olarak Canik mutasarrıfı tayin ettim. Mümkün olan mahalli tedbirler alınmaya ve bilhassa ahalinin hakiki vaziyet hakkında aydınlatılmasına ve orada bulunan yabancı müfreze ve subaylarından çekinmeye ve korkmaya mahal olmadığını izaha ehemmiyet verildi ve hemen o havalide milli teşkilata girişildi.

23 Mayıs 1919'da Ankara'da bulunan 20.Kolordu Kumandanı'na, "Samsun'a geldiğimi ve kendisiyle daha sıkı temasta bulunmak istediğimi ve İzmir havalisine dair daha kolaylıkla alabileceği malumattan haberdar olmak istediğimi" bildirdim.

Bu kolordunun vaziyeti ile daha İstanbul'da iken alakadar olmuştum. Güneyden Ankara havalisine şimendiferle nakli söz konusu idi. Bu nakliyatın engellenmekte olduğunu anlamış olduğumdan, İstanbul'dan hareketim günlerinde Erkanıharbiyei Umumiye Reisi olan Cevat Paşa'dan, kolordunun şimendiferle nakli gecikirse karadan yürüyerek Ankara'ya sevkini rica etmiştim. Bundan dolayı bahsettiğim şifre telgrafnamemde "20.Kolordu kısımlarının bütün mevcuduyla Ankara'ya gelmeye muvaffak olup olmayacağını" sordum. Canik livası hakkında malumat verdikten sonra, "bir iki güne kadar Samsun'dan karargahımla bir müddet için Havza'ya gideceğimi ve her halde Samsun'dan hareketimden evvel beni aydınlatacak malumatı beklediğimi" yazdım.

20.Kolordu Kumandanı'ndan, üç gün sonra 26 Mayıs 1919'da aldığım cevapta, "İzmir'den muntazam malumat alamadıklarını, Manisa'nın da işgal edildiğini telgraf memurlarının haber verdiğini, kolordunun Ereğli'de bulunan kısımlarının bütün mevcuduyla şimendiferle nakline muvaffak olamadıklarından karadan yürüyüşe başladıklarını, fakat mesafenin uzaklığı sebebiyle Ankara'ya ne vakit ulaşacağının malum bulunmadığını" bildiriyordu.

Kolordu kumandanı aynı telgrafnamesinde "Afyon Karahisarı'nda bulunan 23.fırka'nın mevcudunun pek az olduğundan ve orada ellerine geçen efradı bu fırkaya göndermekte olduklarından" bahsettikten sonra, "Kastamonu ve Kayseri havalisinde asayişi bozan bazı vakalar hakkında haberler gelmeye başladığını" zikrediyor ve "peyderpey malumat vereceğini" yazıyordu.

27 Mayıs 1919 tarihinde, Havza'dan, 20.Kolordu Kumandanı'ndan ve aynı zamanda bu kolordunun mensup olduğu Konya'daki Ordu Müfettişliği'nden "Afyon Karahisarı'ndaki fırkanın takviyesi için hangi kaynaklardan istifade edilmekte olduğunu ve kuvvetinin artırılmasına maddi imkan bulunup bulunamayacağını ve bugünkü ahval ve vaziyetimize göre bu fırkaya nasıl bir vazifenin verilmesinin düşünüldüğünü" sordum.

Kolordu Kumandanı 28 Mayıs 1919'da sorduğum hususlara dair malumat veriyor ve "23.Fırka, düşmanın bir işgali vaziyeti karşısında mevkiini terk etmeyecek ve tecavüze uğrarsa, mahalli ahaliden alacakları takviye ile mevkiini müdafaa edecektir" diyordu.

Ordu müfettişi de 30 Mayıs 1919'da verdiği cevapta "23.Fırka, Karahisar'daki asayişi muhafaza ile beraber, her türlü işgal hadisesine, her türlü vasıtalarla mukavemet edecektir" diyordu. Bu vasıtaların hazırlanmakta olduğunu ve Konya'da orduya yardımcı olabilecek bir kuvvet hazırlanmasına çalışıldığını, ancak bir isim ve unvana sahip olmadığını bildiriyordu.

Ben, müfettişliğe yazdığım telgrafta, "Konya'da bir vatan ordusu teşkil edilmekte olduğuna dair bazı havadisler duyulmuştur, bunun mahiyet ve teşkilatı nedir" demiştim. Böyle bir soru yöneltmekten maksadım, biraz da teşvike ve uyarmaya vesile olmak idi. Müfettişliğin son malumatı bunun üzerinedir.

Kolordu Kumandanı bu soruma "Konya'da vatan ordusunun teşkilinden haberdar değilim" cevabını vermişti.

Kolordu ve Konya'daki Ordu Müfettişliği ile temasım neticesinde edindiğim malumattan teyakkuz ve uyanıklığı gerektiren noktalan 1 Haziran 1919'da Erzurum'da 15.Kolordu ve Samsun'da 3.Kolordu ve Diyarbekir'de 13.Kolordu Kumandanlarına bildirdim.

Trakya'da bulunan kuvvet ve kumanda vaziyetini bilmiyordum. O mıntıka ile de irtibat tesisi lazım idi. Bu maksatla, İstanbul'da, Erkanıharbiyei Umumiye Reisi Cevat Paşa'dan 16 Haziran 1919'da şahsi şifre ile -Cevat Paşa ile ayrıldığım gün gizli ve şahsi bir şifre kararlaştırmış idik- Edirne'de kolordu kumandanının kim olduğunu ve Cafer Tayyar Bey'in nerede bulunduğunu sordum. Cevat Paşa 17 Haziran'da cevap verdi. "Cafer Tayyar Bey'in 1.Kolordu Kumandanı olarak Edirne'de bulunduğunu" öğrendim.

Amasya'dan 18 Haziran 1919 tarihinde, Edirne'de 1.Kolordu Kumandanı Cafer Tayyar Bey'e şifre ile verdiğim direktifte esaslı olarak şu hususları kaydettim: "Milli bağımsızlığımızı boğan ve vatanın parçalanması tehlikelerini hazırlayan İtilaf devletlerinin icraatı ve merkezi hükümetin esir ve aciz vaziyeti malumunuzdur."

"Milletin mukadderatını bu mahiyette bir hükümete teslim etmek, yok olmaya boyun eğmektir."

"Trakya ve Anadolu milli teşkilatını birleştirecek ve milli sadayı gür sesle cihana duyuracak emin bir mahal olan Sıvas'ta müşterek ve kuvvetli bir heyet teşkili kararlaştırılmıştır."

"Trakya-Paşaeli Cemiyeti, salahiyet sahibi olmamak üzere İstanbul'da bir heyet bulundurabilir."

"Ben İstanbul'da iken Trakya Cemiyeti üyelerinden bazılarıyla fikir alışverişinde bulunmuştum. Şimdi zamanı geldi. İcap edenlerle gizlice görüşerek derhal teşkilat yapınız ve benim yanıma da delege olarak kıymettar bir iki zat gönderiniz. Onlar gelinceye kadar Edirne vilayetinin haklarının savunucusu olmak üzere beni vekil ettiklerine dair imzaları altında bir vesikayı imzanızla şifreli telgrafla bildiriniz."

"Bağımsızlık gayesinin elde edilmesine kadar tamamıyla milletle birlikte, fedakarane çalışacağıma mukaddesatım namına yemin ettim. Artık benim için Anadolu'dan hiçbir yere gitmemek katidir."

Trakya'nın manevi kuvvetini takviye maksadıyla bu talimata şu malumatı da ekledim: "Anadolu ahalisi baştan aşağı yekvücut bir hale getirildi. Kararlar, istisnasız tekmil kumanda heyetleri ve arkadaşlarımızla müşterek alınıyor. Vali ve mutasarrıfların hemen hepsi bizimle beraberdir. Anadolu'daki milli teşkilat kaza ve nahiyelere kadar genişledi. İngiliz himayesi altında bir bağımsız Kürdistan teşkili hakkındaki propaganda ve taraftarları bertaraf edildi , Kürtler Türklerle birleşti."