MUSTAFA

KEMAL

ATATÜRK

1981 - 193∞ Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucu Lideri

HAKKINDA
ata
atam
Nutuk 1.Bölüm 13.Konu: "Tatbikatı Safhalara Ayırmak ve Kademe Kademe Yürüyerek Hedefe Varmak"

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün 15 Ekim 1927 Cumartesi günü, Cumhuriyet Halk Fırkasının İkinci Büyük Kurultayında kürsüden, altı gün boyunca ve toplamda 36 saat 33 dakikada okuduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yolunda nasıl bir Milli Mücadele yolu izlediğini anlattığı metindir.

"Efendiler, geleceğe ait tedbirler hakkında fikir alışverişinde bulunmadan evvel maziye ait vakalar ve hadiseler hakkında maruzatta bulunmak ve senelerden beri devam eden faaliyet ve icraatımızın milletimize hesabını vermek vazifem olduğu kanaatindeyim. Hadiseler ile dolu olan dokuz senelik bir devrenin tarihine temas edecek maruzat ve beyanatım uzun sürecektir. Fakat mesele, yapılması zaruri bir vazife olduğuna göre, beni mazur göreceğinizi ümit ederim." M.Kemal ATATÜRK

NUTUK 1. BÖLÜM (1919-1920)

Konu 13:

Tatbikatı Safhalara Ayırmak ve Kademe Kademe Yürüyerek Hedefe Varmak

Türk ata yurduna ve Türk'ün bağımsızlığına tecavüz edenler kimler olursa olsun, onlara bütün milletçe silahlı olarak karşı koymak ve onlarla mücadele eylemek icap ediyordu. Bu mühim kararın bütün icaplarını ve zaruretlerini ilk gününde ortaya koymak ve ifade etmek, elbette isabetli olamazdı. Tatbikatı birtakım safhalara ayırmak ve vakalardan ve hadiselerden istifade ederek milletin hissiyat ve fikirlerini hazırlamak ve kademe kademe yürüyerek hedefe ulaşmaya çalışmak lazım geliyordu. Nitekim öyle olmuştur. Ancak dokuz senelik faaliyet ve İcraatımız bir mantık silsilesi ile incelenirse, ilk günden bugüne kadar takip ettiğimiz genel istikametin ilk kararın çizdiği hattan ve yöneldiği hedeften asla sapmamış olduğu kendiliğinden ortaya çıkar.

Burada, zihinlerde mevcut olması ihtimali bulunan bazı tereddüt düğümlerinin çözülmesini kolaylaştırmak için, bir hakikati beraber müşahade etmeliyiz. Tezahür eden milli mücadele harici istilaya karşı vatanın kurtuluşunu yegane hedef saydığı halde, bu milli mücadelenin muvaffakiyete yaklaştıkça safha safha bugünkü devre kadar milli irade idaresinin bütün esaslarını ve şekillerini tahakkuk ettirmesi tabii ve kaçınılmaz bir tarihi seyir idi. Bu mukadder tarihi seyri ananevi alışkanlıklarıyla derhal sezen hükümdar hanedanı, ilk andan itibaren milli mücadelenin amansız düşmanı oldu. Bu mukadder tarihi seyri ilk anda ben de müşahade ettim ve sezdim. Fakat nihayeti de kapsayan bu sezgilerimizi ilk anda tamamen ortaya koyup ifade etmedik. Gelecekteki ihtimaller üzerine fazla beyanat, giriştiğimiz hakiki ve maddi mücadeleye hayal mahiyetini verebilirdi. Harici tehlikenin yakın tesirleri karşısında etkilenenler arasında, ananelerine ve fikri kabiliyetlerine ve ruhi haletlerine aykırı olan muhtemel değişimlerden ürkeceklerin ilk anda mukavemetlerini tahrik edebilirdi. Muvaffakiyet için pratik ve emin yol, her safhayı vakti geldikçe tatbik etmekti. Milletin gelişmesi ve yükselmesi için selamet yolu bu idi. Ben de böyle hareket ettim. Ancak bu pratik ve emin muvaffakiyet yolu, yakın mesai arkadaşım olarak tanınmış zevattan bazılarıyla aramızda zaman zaman görüşlerde, muamelelerde, icraatta esaslı ve tali birtakım anlaşmazlıklar, kırgınlıklar ve hatta ayrılıkların da sebebi ve izahı olmuştur. Milli mücadeleye beraber başlayan yolculardan bazıları, milli hayatın bugünkü Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet kanunlarına kadar gelen gelişmelerinde, kendi fikriyat ve ruhiyatının kavrayış sınırı bittikçe, bana mukavemet ve muhalefete geçmişlerdir. Bu noktaları, aydınlanmanız için, kamuoyunun aydınlanmasına yardımcı olmak için, sırası geldikçe, birer birer işaret etmeye çalışacağım.